- iyi olmayan
- nebaş--------netû
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz — iyi huylu olmayan güzel yüzlüden çabuk usanılır, yüzü çirkin olan iyi huylu insandan ise hiç usanılmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tatsız — sf. 1) Tadı iyi olmayan, lezzetsiz 2) Tadı olmayan, sası 3) zf. Hoşa gitmeyen bir biçimde Her şey, herkes boş, abes, çirkin, münasebetsiz, tatsız görünür. A. Ş. Hisar 4) mec. Hoşa gitmeyen, can sıkan O akşamki tatsız olaya benim de canım sıkıldı … Çağatay Osmanlı Sözlük
mimlemek — i Birini, hoşa gitmeyen veya iyi olmayan bir davranışı dolayısıyla hakkında iyi düşünülmeyenler arasına koymak Kışkırtıcıları, elebaşıları mimleyelim, sonra tek tek haklarından geliriz, dedi. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çorak — sf., ğı 1) Bitkisi iyi olmayan (toprak) Biz geçtiğimiz zamanlar, Sina Çölü, Peygamber Musa nın geçtiği zaman kadar ıssız, boş, kuru ve çoraktı. F. R. Atay 2) Verimli olmayan (toprak) 3) Acı (su) 4) mec. Verimsiz, kısır, bakımsız, yoksul Hayatımın … Çağatay Osmanlı Sözlük
görgü fukarası — sf. Görgüsü az veya iyi olmayan (kimse) Görgü fukarası insanlara karşı gaddar olmayan bir alerjisi vardı. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
sağlıksız — sf. 1) Sağlık durumu iyi olmayan, sağlığı bozuk, sıhhatsiz 2) mec. Sağlam, doğru, güvenilir olmayan … Çağatay Osmanlı Sözlük
huysuz — sf. Huyu iyi olmayan, geçimsiz, şirret Yeni edindiği bu huysuz ve kavgacı tabiatı, küçükken masum hâllerinin ona sağlamış olduğu hoşgörüyü çabucak yok etti. Y. N. Nayır … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısmetsiz — sf. Kısmeti iyi olmayan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kısmetsiz köpek, sabaha karşı uyuyakalır … Çağatay Osmanlı Sözlük
limoni — is., Rum. + Ar. ī 1) Limon rengi, yeşile çalan açık sarı 2) sf. Bu renkte olan 3) sf., mec. Biraz bozuk, iyi olmayan (insan ilişkileri) Bugünlerde aramız limoni. 4) sf., mec. Alıngan, beklenmeyen bir zamanda öfkelenen Anasını alacak değilim ama… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mizaçsız — sf. Sağlığı iyi olmayan, rahatsız, keyifsiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötü gözle bakmak — 1) bir kimse için iyi olmayan düşünceler beslemek, bunu belli edercesine bakmak Tiyatroda kimse kimseye kötü gözle bakamaz. S. F. Abasıyanık 2) cinsel duygu ile bakmak Ben bu kambur kızdan hoşlanmışsam, onu sevmişsem, neden ona kötü gözle bakmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük